Tarih: 27/04/2025
Bu hafta sonu doğa yürüyüşü parkuru yaklaşık 8 km. uzunluğunda, maksimum irtifa 470 m. tek yön ve normal yürüyüş hızıyla 3 saat sürecektir. Parkur üzerinde Papuza Manastırı, Clandras Köprüsü, Kırlangıç mağaraları, Frig ve Lidya dönemlerine ait arkeolojik Kalıntılar ile yürüyüş bittiğinde aracımızla gideceğimiz Ulubey Kanyonu cam seyir terasını göreceğiz. (Not: Cam teras girişi ücretlidir)
Papuza antik kenti ve Clandras köprüsü, Uşak Clandras Pepouza Antik Kenti Eko turizm Alanı içinde yer alan yürüyüş rotasının bir parçasıdır. Bu rotada doğal güzelliklerin yanı sıra kuş türleri, memeliler, sürüngenler gibi canlı türlerini de görmek mümkündür.
Ulubey Kanyonu, Pepuza Manastırı, Clandras Köprüsü
ORTALAMA MESAFE: 8 Km.
ZORLUK DERECESİ: Kolay
TOPLANMA YERİ: Kızıl elma meydanı Cadde Fırını
Toplanma: Saat 06:30
Hareket: Saat 06:30
Bu hafta tarih ve doğanın eşsiz manzarası eşliğinde güzel bir parkurda yürüyeceğiz.
Sabah saat 06:30 da Salihli'den hareket ediyoruz 2 saatlik yolculuğun ardından Uşak Ulubey'e bağlı Avgan beldesine ulaşıyoruz, Sabah yürüyüşe başlamadan yada yürüyüş esnasında sabah kahvaltısı için rehberin uygun gördüğü bir yerde mola vereceğiz buna göre hareket etmenizi rica ediyoruz.
Bakırali'den başlayacağımız yürüyüşümüzde gürül gürül akan Banaz çayı bize eşlik edecek. Tarihi açıdan zengin bölgede Kırlangıç mağaraları, Papuza antik kentini, Frig ve Lidya dönemi kalıntıları göreceğiz ardından patikaları izleyerek Clandras köprüsünde yürüyüşümüzü sonlandırıyoruz.
Yürüyüş sonunda ateş yanmayacak, H. Elektrik santrali ve mesire alanı olması nedeniyle müsaade edilmiyor. Öğle yemeği için yanınızda getirdiğiniz yiyecekler ile burada yemeğimizi yedikten sonra otobüs ile 35 dk. yolculuk sonunda Ulubey'e geçiyoruz dileyen buranın meşhur ekmeğinden alabilir. Ulubey cam terasında kanyon ve doğanın güzelliklerinde geçireceğimiz serbest zamanın ardından dönüş yolculuğuna başlıyor olacağız. (Not: Cam teras girişi ücretli)
Not: Yolumuz uzun olduğu için sabah 06:30 da kesin hareket etmiş olmamız gerekiyor bu nedenle katılımcıların buna hassasiyet göstermelerini rica ediyoruz.
Katılımcıların yanlarına atıştırmalık ve öğlen yemeği için uygun yiyecek ile 1 litreden az olmamak kaydıyla su almalarında fayda vardır. Doğa yürüyüşüne yeni katılacak olanlar ve konu hakkında bilgi edinmek isteyenler "Burada" bilgiye ulaşabilirler
Güzel bir haftasonu olması dileğiyle.
Uşak Ulubey Kanyonu, ABD Arizona da bulunan Grand Canyon dan sonra dünyanın en büyük ikinci kanyonu olarak bilinmektedir. Kanyon, uzunluğu 45 kilometre, derinliği ise 50-150 metre arasında değişen bir alanı kapsamaktadır. Kanyonun oluşumu, milyonlarca yıl önce yaşanan bir tektonik harekete dayanmaktadır. Uşak il merkezine 33 kilometre uzaklıkta bulunan kanyon boyunca, Antik Dönemden kalma su kanalları, kaya mezarları ve mağaralar yer alır. Ayrıca Hristiyanlığın Montanizm tarikatının merkezi olan Pepouza Antik Kenti de kanyonun içerisindedir.
Kanyondaki camdan yapılmış seyir terası ziyaretçilere, yerden 150 metre yükseklikte eşsiz kanyon manzarasını izleme ve kanyon içinde yürüme imkânı sunar. Ekstrem spor sevenler için doğa yürüyüşü, Macera Park, kamp ve karavan tutkunları içinse kanyon içinde ayrılmış kamp alanları bulunmaktadır. Kanyonda Uşak’a özgü yöresel halı ve kilim satış ofisleri ile yöresel yemeklerin tadılabileceği kafe ve restoranlar da yer almaktadır. Uşak lavanta bahçeleri, kanyona yaklaşık üç kilometre mesafededir.
Papuza antik kenti ve Clandras köprüsü, Uşak ilinin Karahallı ilçesinde bulunan tarihi ve kültürel değerlerdir. Papuza antik kenti, Hristiyanlığın kayıp mezhebi olan Montanizmin ortaya çıktığı merkezdir. Yazılı kaynaklara göre kent bir Bizans manastırına sahipti. Manastırda, üç katta altmıştan fazla oda, yemekhane, şapel, mutfak, haç şekilli Bizans grafiti, Bizans çanak çömlekleri bulunmuştur.
Clandras doğa yürüyüşü parkuru içinde bulunan kırlangıç mağarası doğaseverler için keşfedilmesi, görülmesi gereken bir yerdir. Banaz çayına bakan mağarada kırlangıçların buraya çamur taşıyarak yaptığı dipdibe yüzlerce kırlangıç yuvasını görmenizi tavsiye ederim hele ki kırlangıçların göç zamanına denk gelirseniz muhteşem bir görsel şölen sizi bekliyor. Bu arada kırlangıçları rahatsız etmedem gözlem yapmanızı rica ediyoruz.
Clandras köprüsü olarak bilinen yapının orijinali su kemeridir.
Clandras köprüsü ise Frigyalılar döneminden kalma tarihi bir köprüdür. Köprü Banaz Çayı üzerine yaklaşık 2500 yıl önce yapılmıştır. Lidyalılar döneminde Sardes’ten başlayıp Mezopotamya’ya ulaşan ‘‘Altın Yolu’’ denen, Persler döneminde yolun düzenlenip, İran’da Pers İmparatorluğu’nun başkenti Persepolis şehrine kadar uzatılıp, ‘‘Kral Yolu’’ adını alan, 2700 kilometrelik yol üzerinde bulunur. Günümüze ulaşan su kemeri ise Roma dönemi mimarisinin izlerini taşımaktadır.
Roma Döneminde (İ.S II.yy) yapıldığı tahmin edilen su kemeri yaklaşık 1 km ilerideki antik Pepouza kentine su taşıyan kanalların başlangıcında yer alır. Kayalara kazılarak oluşturulmuş bulunan su kanalları günümüzde bariz olarak takip edilebilmektedir. Köprünün en yüksek noktası su seviyesinden 17 mt. yüksekliktedir. Kemer uzunluğu 24 m olup, eni 1,75 mt.'dir. Helenistik devir mimarisi gösteren oldukça dar ve tek kemerli bir yapı olup şu anda sapasağlam ayakta durmaktadır. Su kanalları nehrin batıya doğru akıntısı yönünde sağ tarafa akmaktadır. Kayaların yontulması ile bazen yan yana çift, bazen de tek kanal olarak kalyon içerisinde sarp yamaçlara oyulmuş durumda nehir boyunca yaklaşık 3 km. kadar devam etmektedir. Doğal tahribat neticesinde kesintilere uğramasına rağmen kanalların restorasyonu mümkündür. Kanallar antik Pepouza kentine ulaşmaktadır. 3 km. sonunda, yine vadi içerisinde sarp ve dik kayada kaya sığınakları ile orta noktada bulunan çok büyük bir mağara içinde kerpiçten yapılmış ve bu güne kadar dayanabilmiş küçük bir kilise vardır. Kilisenin bulunduğu bu mağaraya ulaşmak çok tehlikeli ve zordur. Su kemerinin önemi antik Pepouza kentinden gelmektedir. Bu şehir Hıristiyanlığın kaybolmuş mezheplerinden Montanizim'in başkentidir. M.S. 165- M.S. 550 yılları arasında yaşayan bu mezhebin mensupları yöreyi kutsal bir bölge olarak kabul etmiş ve buraya yerleşmişlerdir. Hatta Hz. İsa'nın gökten bu kente ineceğine ve inananların da "Ömerçalı Dağı'ndan bu olayı izleyeceklerine inanmışlardır. Banaz Çayı üzerinde yapılan bu köprünün Lidyalılar döneminde "Kral Yolu" üzerinde yapılan bir köprü olduğu da söylenmektedir. Bu güne kadar sağlam kalan köprünün en büyük özelliği kalemle işlenmiş taşların zıvanalı olarak birbirine kenetlenmiş olmasıdır.
Blaundos Antik Kenti, Uşak ilinin yaklaşık 40 km güneyinde, Ulubey ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Bu antik kent, Lidya bölgesinde, Frigya sınırına yakın bir bölgede konumlanmıştır. İşte Blaundos Antik Kenti hakkında daha fazla bilgi:
Büyük İskender’in Anadolu Seferleri’nden sonra, MÖ 4. yüzyılın son çeyreği veya MÖ 3. yüzyılın ilk çeyreğinde Makedonyalılar tarafından kurulmuş olup Lidya bölgesinde Frigya sınırına yakın bir bölgede konumlanmıştır. Şehir halkının kendilerine Makedonyalı Blaundos adını verdiği söylenmektedir.
Kent, Roma İmparatorluğu döneminde önemi artmıştır.
Blaundos Antik Kenti, üç tarafı oldukça derin ve dik vadiler ile çevrili bir yarımada benzeri bir yapı üzerinde kurulmuştur.
Kentin önemli yapıları arasında kale, tapınaklar, tiyatro, stadyum ve kaya mezarları bulunmaktadır.
Tiyatro kalıntıları ve hemen yanı başındaki kaya mezarları da görülmeye değer yapılardır.
Bu antik kentte çeşitli tanrılara tapınılmıştır. İşte bu tanrılardan bazıları:
Antik Yunan mitolojisinde en yüksek tanrı olarak kabul edilen Zeus, Blaundos’ta da tapınılan önemli tanrılardan biriydi.
Avcılık, doğa ve bereket tanrıçası Artemis’e de Blaundos’ta tapınılmıştır.
Şarap, eğlence ve şenlikler tanrısı Dionysos, antik kentteki tapınaklarda anılmıştır.
Bu tanrılar, Blaundos Antik Kenti’nin dini yaşamında önemli bir rol oynamıştır.
Uşak’ta ne yenir diye merak ediyorsanız, size birkaç yöresel yemek önerisi verebilirim. Uşak mutfağı, Ege’nin zengin ot ve sebzelerine, tahıllarına ve et yemeklerine sahip bir mutfaktır. Hamur işleri, çorba, kebap ve tatlılar gibi lezzetli yemekler bulabilirsiniz. İşte size Uşak’ta tadılması gereken bazı yemekler:
Ciğerli bulgur: Ciğerli bulgura göre daha az yağlı olan ciğerli bulgur da Uşak mutfağının önemli parçalarından biridir. Ciğer eti
Tarhana çorbası: Hamuru hazırlanırken kırmızı ve yeşil biber, un, yoğurt, süt, soğan,nane, domates ve isteğe göre haşlanmış fasulye ya da nohut kullanılır. Yaklaşık 20 gün kadar toprak bir çömlek ya da geniş bir kapta bekletilir. Gün aşırı hafif ıslak bir elle hamuru karıştırarak daha iyi mayalanması sağlanır. Daha sonra kurutulan hamur, elle ovalanarak elekten geçilir ve yeniden kurumaya bırakılır. Sonunda verdiğiniz tüm zahmete değecek nefis bir çorba olur.
Keşkek: Düğün gibi özel günlerde misafirlere ikram edilebilecek en güzel yemeklerden olan keşkeğin yapımında, dövülmüş buğday, et ya da tavuk suyu kullanılır. Tereyağı ile lezzeti ikiye katlanır. İçine isteğe göre didilmiş et veya tavuk ile yaklaşık 1 fincan kadar pirinç katılabilir. Üzerine gezdirilen sos da son dokunuşuyla lezzetini perçinler.
Katmer: Uşaklılar bilir, en güzel hamur işlerini burada bulmak mümkündür. Özene bezene hazırlanan hamurların tahin, susam ya da haşhaşla bir araya gelmesiyle harika bir katmer olur. Özellikle de sac üstünde pişirilmişi çok beğenilir.
Döndürme böreği: Başrollerinde ıspanak ve peynirin yer aldığı döndürme böreği, hamurunun hazırlanmasından sofralara gelene kadar oldukça emek verilen bir lezzettir.
Gümlü kebap: Uşak mutfağının başlıca lezzetlerinden biri de gümlü kebabıdır. Etli ekmek dilimleri üzerine peynirli sos dökülerek fırında pişirilen bu kebap hem doyurucu hem de lezzetlidir.
Gelin tatlısı: Uşak’ın simgesi olan gelin tatlısını denemelisiniz. Bu tatlıda kuru meyveler (kavun, karpuz), badem ve fındık karışımından oluşan hamurlar üzerine şerbet dökülerek fırında pişirilir.
Uşak helvası: Uzun süreli saklama için yapılan bu helva hem tatlı hem de tuzlu olarak tüketilebilir. Üzerinde ceviz veya fındık serpilerek hazırlanan bu helva Ege’nin en sevilen atıştırmalıklardan biridir.
Yumurta sızdırması: Yumurtaların içine kavrulmuş un veya şeker eklenerek yumuşatılıp sızdırma kabına konulduktan sonra fırında pişirilen bu yemek hem sağlıklı hem de doyurucudur.